Bu şiiri çok severim ben.
Ara sıra, hani olur ya, kendi kendinizle konuşursunuz fark etmeden, içimden derim;
"İbrahim, gönlümü put sanıp da kıran kim?".
Cevabı bulamam, bilemem.
Derken...
Tam da şimdi, başka bir Asaf'ın* dizeleri düştü yadıma.
Bulamadığım cevabı o veriyor belki:
Dün sabaha karşı kendimle konuştum
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum
Yokuşun başında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum
*Özdemir Asaf
Bu iki şiir...yakışmış.
YanıtlaSilBir şeyler, bir şeyleri çağrıştırır bana hep. Herhangi bir şey söylerken mesela, zihnimde ona bağlı başka bir sürü düşünce akıp gider. Niyetim İbrihim'di, Özdemir Bey sonradan geldi. Ve bu iki şiir yakışmış deyince de siz, aklıma bir film sahnesi geldi; Mısır ve Nil'in birbirine ne çok yakıştığını anlatan bir sahne.. Alakasız şeyler söyleyebilirim böyle, siz beni boşverin:)
YanıtlaSilolur mu hiç,serbest çağrışım kadar güzel deneme stili yok bence.(not: bir de kelime doğrulama olmasa:P)
YanıtlaSilşiir harika aklına gelen çağrışımlar daha da harika ;)
YanıtlaSilKişinin en yakın düşmanı kendi..
YanıtlaSil