Mutluluk insanlar vapurda çaya para öderken senin yanında koca bir termosunun olmasıdır. İçi çay dolu koca bir termos, yanında da o çok sevdiğin dost…Ortalama bir buçuk saat sürer İstanbul’da vapur gezileri, iki köprünün de altından şöyle bir geçer, geri gelirsin. Kıyıda yalılar vardır, balkonunda güneşlenen insanlar. He bir de vapurun peşinde martılar ve ardında beyaz köpük. İzlemek doğaldır güzeldir manzara, kimileri de hayıflanır bir yalıda güneşlenenin de kendi olmadığına. Ama mutluluk bugün ne martılardaydı, ne yalılarda, bir çala gördüm hepsini. Yanımda o çok sevdiğim dost, anlatmak için birikmiş onca şey ve koşup giden zaman… He bir de koca bir termos çay, benim fıstık yeşili bardağım, dostun turuncu bardağı. Mutluluk anlatacak onca şeyi o güne sığdırabilmek için hızlı hızlı konuşmak ve ne söylersen söyle dostunun seni anlayabileceğini, yargılamayacağını bilmekti bugün. Buna bir de güven diyorlardı herhalde… Mutluluk güvendi bugün.Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan inilen vapurun ardından çıkılan yokuşlar, ardından gidilen Ağa Kapısı. Güzel yerdir gitmediyseniz, muhteşem bir manzara. Süleymaniye’de Ağa Kapısı… Birer Osmanlı şurubu, ve yine kopkoyu bir sohbet. Hatırlanan eski günler ve planlanan gelecek. Ağa Kapısı’ından sonra Süleymaniye’yi ziyaret. Sabah onbirdeki buluşmadan beri anlatılarak bitmeyenler ve saat akşam dört. Termos artık boş Ama Lale Bahçesi bu yakınlarda. Çayları muhteşemdir Lale Bahçesi’nin… Oturup anlatılanlar, şaşırılanlar ve saat yediye doğru ancak kalkılabilen bir masa. O da evden gelen telefonların hatırına…Yaşadığım müddetçe kopmayacağımı bildiğim, sevdiğim, güvendiğim bir dosttan ayrılış ve Haşim İşcan’dan yarım saatte bir geçen otobüsümün ben merdivenlerden inerken gelivermesi. Mutluluk bir de şanstı bugün daha bitmedi çünkü… Gelen otobüste tek bir boş koltuk ve ayakta bir tek ben:). Mutluluk işte böyle bir şey…
28 Ağustos 2012 Salı
10 Ağustos 2012 Cuma
Rachel Corrie
Henüz 10 yaşında bu konuşmayı yapan Rachel, 24 yaşında Gazze'de uluslararası gözlemci olarak bulunuyordu.
Rachel Corrie, Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin evlerini yıkmak üzere harekete geçen bir İsrail buldozerinin önüne çıkmış ve bu buldozer tarafından ezilerek öldürülmüştür.
2 Ağustos 2012 Perşembe
Susuyorum
”19. yüzyıl boyunca birçok cerrah, bir hayvanın üzerinde operasyon yapmadan önce alışılmış bir biçimde ses tellerini kestiler.
Bunu, deney sırasında hayvanlar ses çıkarmasın diye yaptılar.
Deneyi yapanlar, ses tellerini keserek aynı zamanda gerçeği yadsıdılar.
-sessiz bir hayvanın acı çekmediğini varsaydılar.-
Ve bunu kendileri doğruluğunu kabul ettikleri bilgileriyle doğruladılar.
Hayvanın çığlıkları onlara zaten bildikleri bir şeyi, karşılarındaki yaratığın bilinçli, hisseden ve operasyon sırasında eziyet edilmiş bir varlık olduğunu anlatacaktı.”
Bunu, deney sırasında hayvanlar ses çıkarmasın diye yaptılar.
Deneyi yapanlar, ses tellerini keserek aynı zamanda gerçeği yadsıdılar.
-sessiz bir hayvanın acı çekmediğini varsaydılar.-
Ve bunu kendileri doğruluğunu kabul ettikleri bilgileriyle doğruladılar.
Hayvanın çığlıkları onlara zaten bildikleri bir şeyi, karşılarındaki yaratığın bilinçli, hisseden ve operasyon sırasında eziyet edilmiş bir varlık olduğunu anlatacaktı.”
(Kelimelerden Eski Dil)
Susuyor olmam, acı çekmediğim anlamına gelmez.
1 Ağustos 2012 Çarşamba
Uykuyu Severiz Biz
"Rüyaların yapıldığı maddeden yapılmayız biz
ve uykuyla çevrilidir küçücük hayatımız."
-William Shakespeare
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)